AKUT KOLESİSTİT
Safra sindirime özellikle yağların sindirim ve emilimine yardımcı olan bir salgıdır. Safra karaciğer tarafından üretilir ve safra kesesinde depolanır. Beslenme sonrasında safra kesesi çevresindeki kaslar kasılarak safra gastrointestinal sisteme salgılanır.
Safra kolesterol, su ve safra tuzları gibi maddelerden oluşan bir yapıdadır. Safra yapısında bulunan kolesterol gibi bazı maddelere çeşitli nedenlerle bir araya gelip toparlanarak önce çamur sonrasında büyüklüğü kum tanesinden yumurtaya kadar değişebilen büyüklüklerde safra taşlarının (kolelithiazis) oluşumuna neden olabilir. Safra taşı geliştirme riski yaşla birlikte artar. Doğuştan bozuklukların ya da hemolitik bozuklukların olmadığı çocuklarda safra taşları nadirdir. Ergenlikten başlayarak, safradaki kolesterol konsantrasyonu artar. Erkek ve kadınlarda yeni taş oluşumu yaşamın sonlarına kadar yılda yaklaşık %0.4 oranında devam eder.
Toplumda % 15 oranında safra taşına rastlanabilir ancak bunların çoğunluğu safra taşı olan kişilerde herhangi bir şikayete neden olmayan sessiz taşlardır. Safra taşı olan kişilerin yarısından azı semptomatik hale gelir. Bu nedenle herhangi bir nedenle yapılan ultrasonografi ya da tomografi gibi görüntüleme işlemleri sırasında tespit edilen safra kesesi taşları mutlaka bir safra kesesi problemine neden olacak, mutlaka ameliyat edilmelidir diye bir görüş yoktur.
Safra taşı (kolelithiazis) hastalığının oluşumunda çeşitli aşamalar vardır.
- Litojenik durum: Safra çamuru ya da taşının oluşumunun başladığı dönem
- Asemptomatik safra taşı. Safra taşı oluşmuştur ancak şikayet oluşturmamıştır
- Semptomatik safra taşı: Biliyer kolik. Atakları ile belirginleşir.
- Komplike safra taşları: Safra taşına bağlı çeşitli koplikasyonların oluştuğu evre.
Litojenik durum :
Bu aşamadaki hastalarda taşa bağlı semptom yoktur ve fizik muayenede anormal bulgu yoktur.
Asemptomatik safra taşları:
Safra kesesi taşları safra kesesinde taş olan hastaların ancak yarısından azında şikayetlere neden olur. Ultrasonografi gibi herhangi bir nedenle yapılan incelemelerde tesadüfen bulunan taşların şikayet ya komplikasyon oluşturma olasılığı yılda % 1-2 civarındadır. Asemptomatik (şikayet nedeni olmayan) safra kesesi taşları çoğunlukla tedavi gerektirmez.
Biliyer kolik (Safra koliği):
Biliyer kolik olarak tanımlanan ağrılı durum genellikle safra kesesinin kasılması sonucu kese içerisindeki taşların safra kesesi duvarında oluştukları irritasyon ve gerilime bağlı olarak oluşur. Safra kesesi gevşediği zaman genellikle bu ağrılarda hafifler ve kendiliğinden geçebilir.
Biliyer kolik atakları tesadüfen ortaya çıkar oluşacağı zaman kestirilemez. Ağrı genellikle yeri tam gösterilemeyen visseral tiptedir. Peritonit ve akut karın (defans-rebaund) bulguları yoktur. Hasta ağrıyı genellikle mide bölgesinde (epigastrium) ve üst karında hisseder. Ağrı bazen sağ kürek kemiği ucuna yansıyabilir (Collins bulgusu). Ağrı genellikle ağır bir yemekten sonra başlar, bulantı ve kusma da eşlik edebilir.
Komplike safra taşları:
- Kronik kolesistit
- Akut kolesistit
- Kolanjit
- Pankreatit
Kronik kolesistit:
Çoğu zaman tekrarlayan akut kolesistit ataklarının sonucu olarak safra kesesi duvarında oluşan fibrozis sonucu kese yapısı bozulur. Bu ataklar safra kesesi duvarının kalınlaşmasına ve safra kesesinin küçülmesine neden olur. Zamanla safra kesesi safrayı konsantre edemez ve depolayamaz. Hastalık kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. 40 yaşından sonra daha sık görülür. Doğum kontrol hapları ve hamilelik safra taşı riskini artıran faktörlerdir. Kronik kolesistitin semptomları çok belirgin değildir. Tekrarlayan akut kolesistit atakları mevcut hastalığın kronikleşmesine neden olabilir.
Akut kolesistit:
Safra kesesinin iltihaplanmasıdır. Genellikle safra taşlarının safra kesesi kanalını (sistik kanal) tıkaması sonucu oluşur. İki ana kategoride sınıflanır Bunlar kalküloz (taşlı) kolesistit ve akalküloz (taşsız) kolesistittir.
Akalküloz (taşsız) kolesistit :
Daha az sıklıkta görülen ancak daha tehlikeli olabilen bir durumdur. Genellikle safra kesesinde de hasara neden olabilen büyük ameliyatlar, ciddi yaralanmalar, yanık, sespsis, ciddi beslenme bozukluları ve bazı hastalıkların seyri sırasında oluşur.
Kalküloz (taşlı) kolesistit:
Taşlı kolesistit akut kolesistit olgularının yaklaşık % 95 ini oluşturur. Taşlı kolesistir safra kesesi kanalının (sistik kanal) safra taşı ya da safra çamuru tarafından tıkandığında gelişir. Sistik kanalın tıkanması safranın kese içerisinde birikmesine, kese içerisindeki basıncın artmasına ve kesenin iltihaplanmasına neden olur.
Akut kolesistit tanısı:
Belirtiler
Akut kolesistitin ana semptomu karın sağ üst kadranında keskin bir ağrıdır. Ağrı başlangıçta kolik olabilir. Karının bu bölgesi oldukça hassastır ve derin nefes almak ağrıyı arttırabilir. Ağrı genellikle kalıcıdır ve saatler içinde kendiliğinden kaybolmaz. Bu ağrı sağ kürek kemiğine doğru yayılabilir. Karın sağ üst kısmında yeri iyi gösterilebilen (lokalize edilebilen) ağrı, üst kadranda defans ve rebaund bulgusu, ateş, çarpıntı ve terleme görülebilir.
Semptomlar:
- Ateş – terleme
- İştah kaybı
- Bulantı
Fizik muayene:
- Sağ üst kadran ve epigastriumda hassasiyet bazen defans ve rebaund
- Palpe edilebilir safra kesesi (% 30 civarında)
- Sarılık ( %15 oranında görülebilir)
Tanı:
Laboratuvar teslerinde tanıya yardımcı testler elde edilebilir
- Lökositoz
- Alanin aminotransferaz (ALT) ve aspartat aminotransferaz (AST) yükselebilir
- Bilirübin ve alkalen fosfataz (AF) (% 25) artabilir
- Pankreatit gelişmiş ise amilaz ve lipaz artabilir.
Görüntüleme yöntemleri
- Ultrasonografi: Tercih edilen başlangıç görüntüleme yöntemidir.
- Bilgisayarlı tomografi: Akut kolesistitin ekstrabilier bozukluklarını ve komplikasyonlarını tanımlayabilen ikincil bir görüntüleme testidir.
- Manyetik rezonans (MR) görüntüleme: Safra yollarının detaylı görüntülenmesi ve ultrasonografiden sonuç alınamayan kadınlarda kontrastsız MR yapılabilir.
Tedavi:
Kolesistitin tedavis hastalığın ciddiyetine ve komplikasyonların olup olmamasına göre değişir. Komplikasyonsuz akut kolesistitte ilk tedavi seçeneği medikal tedavidir.
- Gastrointestinal sistemi dinlenmeye almak (ağızdan gıda alımının kesilmesi),
- Damar yoluyla sıvı tedavisi,
- Elektrolit dengesizliklerinin düzeltilmesi,
- Aneljezik
- Antibiyotik tedavisi
Cerrahi tedavi:
Akut kolesistitin tedavisinde hastanın ve hastalığın durumuna göre cerrahi girişim ilk seçenek olabilir. Ancak bazı durumlarda cerrahi ötelenerek medikal tedaviyle devam edilebilir. Medikal tedavi sürecinde hastada birtakım komplikasyonlar gelişirse bazı cerrahi yöntemler ve girişimsel işlemler uygulanabilir. Bunlar;
- Kolesistektomi (laparoskopik ya da açık).
- Perkütan drenaj
- ERCP
- Perkütan kolesistostomi
Medikal tedaviden yarar görüp hastalığı gerileyen kişilerde uygun bir süre sonra yeni atakları önlemek için kolesistektomi yapmak gerekir.